127.Bölüm

681K 33.1K 174K
                                    

Sevgili Maça Kızı 8 Ailesi,

19 Milyon olduk!

Sizin başarınız bu.

Yorumlarınız, oylarınız, tweetleriniz ve hızına asla yetişemediğim mesajlarınız için çok teşekkür ederim.

Var olun.

Sizleri çok seviyorum. 💛

♠️

"Eğer vazgeçersen, bileğindeki bilekliği sıkacaksın ve ben derhal içeriye girip seni oradan çıkartacağım. Mecbur değilsin. Sıkıldığın, bunaldığın, köşeye sıkıştığın anda yanına geleceğim. Hemen kapının önünde, sana durabileceğim en yakın mesafede olacağım. Sakın unutma... Seni seviyorum sevgilim."

Saat 3'tü.

Bora'nın durabileceği en yakın mesafe ise kapının önü değil, şahdamarımdı.

Yaklaşan adım sesleri, bakışlarımdaki sinsi gülümsemeyi arttırırken, sek votkamdan kocaman bir yudum aldım. "Nihayet tanışabildik..." diyen Mehmet Şahindağ'a bomboş bir bakış atarken, ayağa kalkmıştım.

Kanada'nın soğuğuna rağmen içimi ısıtan şey aşktı ve Mehmet Şahindağ aşkımızın önünde duramayacaktı...

"Benimle tanışmaya can attığını bilmiyordum!" dedim.

Mehmet Şahindağ, alaycı tavrıma aldırmadan elimi öptü ve daha sonra iki elinin arasında tutarak, "Daha farklı birisini bekliyordum..." dedi. Gözlerini gözlerimden çekmiyordu. "Emir, bu kadar alımlı olduğunuzu söylememişti..."

"Ucuz iltifatlara alışığım," derken, elimi Mehmet Şahindağ'ın ellerinin arasından çekmiştim. Yeniden tek kişilik koltuğa oturdum. Emir Milić ve Mehmet Şahindağ'ın koltukları birbirlerine çapraz bakacak şekilde, benim karşıma yerleştirilmişti. Hem onların adamları hem de benim adamlarım, bu buluşma için kapatılmış ve baştan dekore edilmiş restoranın içine yayılmışlar ve olası bir tehlike karşısında tetikte olmak üzere bekliyorlardı. "Ve böyle gergin ortamları da pek sevmem."

"Gerilmenin sebebi nedir?" diye sordu Mehmet Şahindağ. Göz altlarındaki şişlik ve yeşilimsi halkalar, uykusuzluğunu gösteriyordu. "Rahat ol lütfen."

Bakışlarımı sıkıntıyla etrafta gezdirirken, "Benimle konuşmak için, beş yüz adamla gelmen biraz komik..." dedim.

Mehmet Şahindağ gülümserken arkasına yaslandı. "Bu sana özel değil..." dediğinde, Emir Milić'e kaçamak bir bakış atmıştı. Restoranda görevli birisinin, kendisi için doldurduğu viski bardağını eline aldı ve hafifçe havaya kaldırdı. "Güvenliğimi düşünmek zorundayım. Etraf düşman dolu. Ayrıca sanıyorum ki abartmayı seviyorsun... Toplasan elli adam yoktur..."

"Burada, belki!" dediğimde, Mehmet Şahindağ'ın gözleri kısılmıştı. "Etrafı saran adamları da atlamamak gerek!"

Mehmet Şahindağ'ı şaşırtan belki de dikkatimdi. "Enteresan..." dedi, mırıldanarak. Emir Milić'in söz almak yerine sessiz kalması, beni buraya getiren kişi olduğu için duyduğu özgüvenindendi. "Bay Simo arkanda, Kara yanında... Bu kadar değerli bir kadının dikkatli olması kaçınılmaz. Nasıl girdin bu işlere? Lütfen biraz kendinden bahset..."

Maça Kızı 8Where stories live. Discover now