102.Bölüm

878K 37.8K 157K
                                    

Sevgili Maça Kızı 8 Ailesi,

Bildiğiniz üzere bölümü yayınlamadan önceki gün çeşitli kontroller yapıyorum. Fakat dün ve bugün, maalesef depremin yarattığı gerginlikten ötürü kafamı buna veremedim. Gözümden kaçan bir şeyler olmuş olabilir. Umarım herhangi bir imla hatası ya da satırlar arası kayma yoktur, diyerek affınıza sığınıyorum.

Hepimize geçmiş olsun.

Sizleri çok seviyorum. 🙌🏻🌻💛

♠️

Zaman göreceli bir kavramdı. Bazen oldukça hızlı, bazen oldukça yavaş geçiyordu. Bazense geçmek bilmiyordu. Zamanın bir türlü geçmek bilmediği günlerin birisindeydim. Mehmet Şahindağ'ın ÖRGÜT lideri olduğu bilgisini Bay Ortiz ile paylaşalı bir ay olmuştu fakat sanki bir yıl geçmiş gibiydi. Zamanın bir türlü geçmek bilmeme sebeplerinden birisi, OCTO ile aramızda sızmaya başlayan buz gibi sular da olabilirdi. Yalnız kalmıştım. Bu öyle bir yalnızlıktı ki, Noel'i bensiz geçirmişlerdi. Bunu Tarantula istemişti. Dediğini yapmış ve bana taviz vermeyi bırakmıştı. İmkanlarımı kısıtlamıştı. Artık izleniyordum. Telefonumu kapatmam yasaktı. Attığım her adımın hesabını Falcon'a vermek zorundaydım. Tarantula pozisyonumu değiştirmişti ve OCTO şifrelerini benden almıştı. Mesela, OCTO'ya artık her canım istediğinde gidemiyordum. Her çağrıldığımda ise ne olursa olsun gitmek zorunda kalıyordum. Fakat artık toplantı katına çıkmam yasaktı ve ben de her asil olmayan OCTO üyesi gibi, görüşmelerimi ikinci katta yapıyordum. Asil üyelere ait apartmanlara gidemiyordum ve zaten, o apartmanlardaki insanların artık benimle görüşmek istemediklerini de biliyordum.

Yaptığım hamlenin, -ki buna ihanet deniyordu- affı yoktu.

O günden sonra Falcon, Sergio ve Annie dışındaki OCTO'nun asil üyelerini yalnızca bir kez görmüştüm ve gözlerindeki hayal kırıklığı hala ağrıma gidiyordu.

Tarantula, kalan altı asil üyenin önünde sertçe haddimi bildirirken, canımı nasıl yakacağını ön gördüğünü açık açık ima etmişti ve diğer OCTO üyeleri araya girememişti. Tarantula'nın Bora'ya bir zarar veremeyeceğini ve ailesini de korumakla yükümlü olduğunu bildiğim için söylemini pek önemsememiştim fakat onun bana kestiği ceza gerçekten oldukça ağır olmuştu.

John'un alkollü bir şekilde girdiği derste bir öğrencisiyle takıştığını ve ders çıkışında öğrencisini darp ettiğini iddia ederek, Harvard'daki kariyerine saldırmıştı.

Harvard John için hayat demekti ve fakat kurul, belirsiz bir süre boyunca ücretsiz izne ayrılmasına karar vermişti. Bir sonraki kurul toplantısı yılbaşından sonraydı ve John'un morali gerçekten de çok bozuktu. Derse hafif alkollü girdiği doğruydu fakat takıştığı kız öğrencisi Elisa, Tarantula tarafından tutulmuştu. Derste John'a saygısız birkaç kelime kullandığı ve John'un da sinirlenerek Elisa'ya dışarı çıkmasını söylediği de doğruydu; diğer öğrenciler bu duruma şahit olmuşlardı. Belli ki Elisa'nın amacı John'u öğrenciler önünde kışkırtmak ve aralarındaki münakaşaya şahit toplamaktı. Elisa ertesi gün, darp raporuyla beraber John'u şikayet ettiğinde, John hayatının şokunu yaşamıştı. Elisa'yı dersten sonra bir daha görmediğini söylese de nafileydi; olay dünyaca ünlü Profesör'ün rezaleti şeklinde, yansıması gerektiğinden fazla basına yansımıştı. Bu da Tarantula'nın işiydi ve OCTO'daki hiç kimse ona engel olamamıştı.

John'a bunu yapanın kardeşi olduğunu söyleyememiştim. Bana kesilen ceza John'nun başına gelen olayın vicdan azabıydı fakat John'un bundan haberi bile yoktu. Tarantula'nın yeri gelmişken abisini de cezalandırdığını düşünmekten kendimi alıkoyamasam da kendi suçumu yok sayacak değildim. Her ne olursa olsun sonuç öyle kötüydü ki, içim yanıyordu. Kendisini mesleğine, Matematik'e adamış bir adamın şimdi dünyaya rezil olması ve tüm prestijini kaybetme noktasına gelmesi kabul edilebilir bir şey değildi.

Maça Kızı 8Where stories live. Discover now