74.Bölüm

1M 45K 137K
                                    

Sevgili Maça Kızı 8 Ailesi,

Her geçen gün katlanarak büyüyoruz, aramıza yeni yeni okurlar, yeni yeni düşünceler ekleniyor ve biz git gide daha da kocaman oluyoruz.

Bir gün bir hayal kurmuştum, ortada hiçbir şey yoktu ama jakuzi vardı; bilenler bilir. (Yükselmeyin kimse jakuziye girmiyor şu an...) Ama o öyle kalıverdi dilimde, adeta sözlüğe eklenecek bir kelime oldu benim, bizim için.

İçinizde, daha yol yokken yanımda olan birisi var... Otobüsün içine koltukları elleriyle döşeyen, benzini dolduran, konuklara içecekleri elleriyle hazırlayan birisi. Biz onunla öyle çok kez test sürüşüne çıktık, tepelere tepelere sürdük, uçurumlardan yuvarlandık ki... Şimdi iyi ki diyorum, iyi ki "Hadi artık yola çıkma zamanı!" demiş bana.

Başka birisi var içinizde, bu otobüse "Maça Kızı 8" adını vermemi söyleyen, en başından beri elimi tutan, otobüsün yola çıkmaya hazır o son halinde bile pastasından cilasına her şeyiyle uğraşan... Bu isim yaşadığı müddetçe, ona olan sevgim de katlanarak büyecek içimde.

Yola çıktık. Sağımda ve solumda iki güzel dostum vardı sadece.

Diğer dostlarım ayakta alkışladı benim cesaretimi, hemen biniverdiler otobüse, "Nereye sürersen sür seninleyiz!" dediler. Bazıları yolu sevdi, bazıları otobüsün içini sevdi, bazıları da hiç sevmedi. Ama öyle dostlardı ki benim için varlardı. Olur bazen, her hikaye herkese hitap edecek diye bir şey yoktu ve zaten bu yolculuk, hikayenin keşfedilmesi ve kendi sevenlerini bulabilmesi içindi.

İçinizde yolun başında otobüsüme binenler, "Yer yoksa ayakta bile giderim" diyenler var... İçinizde, elindeki bilete tekrar tekrar bakıp binsem mi binmesem mi diye düşünüp, bir cesaret binip "Bir daha asla inmem" diyenler var...

İçinizde, "Şoförle konuşulmaz!" diyenlere kulak asmayıp bana "Merhaba yazarcım!" diyen ve zamanla içimin derinliklerine işleyen, beni yeni maceralara itekleyen, elimi hiç bırakmayan, "Her şeyin yenisi dostun eskisi" cümlesine olan inancımı tuzla buz eden yeni dostlarım var şimdi!

Burada hepinize ve belki henüz daha otobüsü keşfetmeyenlere bile yer var. Maksat "zaman" değil, bir şekilde dahil olabilmek bazı şeylere... Çünkü şimdi her şey tam da istediğim gibi; benim için değil, Nazlı ya da Bora için değil, Maça Kızı 8 için buradasınız. Çünkü insandır (karakterdir) bu, bir dövesimiz bir sevesimiz gelir ama aslolan hikayenin bütünüdür. Bunu biliyorsunuz. Hissediyorum. Ve bu benim için çok değerli. Siz bir gün, müsait bir yerde inmek isteyinceye dek de yol arkadaşlarımsınız, gururla her yerde bahsettiğim okurlarımsınız, ailemin bir parçasısınız.

İyi ki varsınız!

Bir hafta boyunca burada, günün her saati yorumlarınızla karşılaştığımda, sizlerle konuşurken, sizler beyin fırtınası yaparken, tahminlerinizi okurken, yani yazdığınız her bir satırda çok mutlu oluyorum. Bazı okurların, benim satırlarım kadar heyecanla yorumları da takip edip okuduklarını pekiştirmesi, gözünden kaçan detayı başka birisinin yorumunda fark etmesi... yani sizler arasındaki bu dostluk ortamı ruhumu dinlendiriyor.

Ben gevezeyimdir, hep çok konuşurum ve çok da uzun yazarım ama şu bölüm başı destanlarını sevmem. Eskiden de sevmezdim. Şimdi dilimi çözen, bana bu yazıyı bu kadar uzun uzun yazdıran sizsiniz. Yorumlarıyla ağlatan da... İkinci kitabın yarısında (62.Bölüm'de) verdiğimiz aradan sonra, öyle bir ortam oldu ki burada...

Maça Kızı 8Where stories live. Discover now