153.Bölüm

437K 28.8K 52.1K
                                    

Canım Maça Kızı 8 Ailesi,

Sizleri çok seviyorum!

Var olun!

Yorumlarda buluşalım, buralardayım bu gece de, her zaman olduğu gibi. 🥰

Kocaman sarıldım.

🌻💛

♠️

"Ah, nazlı sevgilim benim!" dedi, saniyeler sonra.

Beni hızlıca kendine çekip sarılırken, Bora'nın bebeği yüzünden yine ve yeniden gözlerimden yaşlar akmıştı. Ama gözlerim dışında kalan tüm hücrelerim iyi ve mutluydu. Sevdiğim adamın kollarında olmak, hatta bebeğiyle beraber olmamız, her şeye bedeldi.

"Bebeğin seni çok seviyormuş," diye fısıldadım, kulağına. "Dikkat edecekmişsin. Ve halasını da alıp, hemen dönecekmişsin." Gülümsemeye çalıştım. "Lütfen onu çok bekletmeyin."

Bora geri çekildi ve gözlerimin içine baktı. "Ben bir yere gitmiyorum," dedi.

Kaşlarım çatıldı. "Nasıl yani?" diye sordum, şaşkınlıkla.

"Beyza'yı İstihbarat getiriyor," dedi. Bir eli saçlarıma ulaşırken, yüzüme düşen tutamları geriye doğru itti. "Sen dahil, hiç kimseye söylemeyeceğime söz verdim... Az önce aldım haberi, ben de sana artık söyleyebilirim diye geldim yanına..."

"Ne haberi? N'oluyor?" diye sordum, merakla.

"İstihbarat'la bir plan yaptık," dedi. Yüzüme meraklı bir ifade yayılmıştı. "Onlar bana Nikolai'nin adını verdiler, ben de Gürcülerden yardım isteyerek Nikolai'yi kendime bağladım. Mehmet Şahindağ'ın yerini öğrenelim diye. İstihbarat'ta da durumlar, onu ellerinden kaçırdıkları için tatsızdı zaten. Adresi alıp onlara ileteceğime, bu sırada da işlerine karışma potansiyeli olan herkesi oyalayacağıma söz verdim. Onlar Mehmet'i alacaklardı, formül için... Ben ise Beyza'yı. Anlaşma buydu. Operasyon başarılı geçmiş, getiriyorlar Beyza'yı."

"Yani Nikolai ile yaptığın pazarlık geçersiz mi?" diye sordum. Kafam karışmıştı. "BlackJack'i vermiyor musun ona?"

"Söz ağzımdan çıktı aslında," dedi Bora. Ellerini ceplerine soktu. "Fakat Nikolai ölünce... Söz geçersiz oldu."

"Öldü mü?!" diye sordum, hayretle. Bora sahte olduğu belli bir üzüntüyle başını salladı. "Öldürdüler yani? Bu da mı planınızın bir parçasıydı?"

"Uyuşturucu taciriydi... Su testisi, su yolunda... Üzerine konuşmaya değer bir şey değil bence," dedi. Gülümsedi. "Uzun zamandır baş başa dışarı çıkamıyoruz... Beraber bir yemek mi yesek? Ne yemek istersen, uyum sağlarım ben sana..."

Hayretim kurduğu her cümleyle beraber, daha da büyüyordu. "Şimdi yemeğe gitmek mi istiyorsun?" diye sordum.

Bora, kolundaki saate baktı. "E tam vakti," dedi, sanki bunu kastetmişim gibi.

"Beyza yolda diyorsun," dedim.

"Evet?" dedi, ne var bunda der gibi. Kaşlarını şaşkınlıkla çattı. "Anlamadım? Beyza yolda diye yemek mi yemeyeceğiz?"

"Kadını karşılamayalım mı?!" Derin bir nefes verdim. "İşten eve dönmüyor... Esir tutuldu ya hani... Bir ona sarılıp, oh çok şükür, geçmiş olsun falan demeyelim mi?!"

"Yemek yiyip geleceğiz Nazlı," dedi, ciddiyetle. "Eve döndüğümüzde, canın ne istiyorsa söylersin. İster sarılır, ister koynunda uyursun. Onu karşılamak yerine kocanla yemeğe gittin diye sana tavır almaz bence... Ayrıca yanlış anlama ama, gözü senden evvel oğlunu arayacak, onunla hasret giderecektir zaten."

Maça Kızı 8Where stories live. Discover now