36- Neler oluyor?

52.9K 1.4K 161
                                    

Herkese yeniden merhaba!
Yeni ve uzun bir bölümle daha karşınızdayım

  E artık vote atın bari! Bide yorum yapabilirsiniz. satır arası yorumları okumayı çook seviyorum. Bol bol yorum atın lütfen. Sizi seviyorum

şarkı
Mithat Can özer- Ateş böceği
Yeni keşfettim. Hoşuma gitti. Normalde pek türkçe şarkı dinlemem ama bunu sevdim

Vote atmayı ve yorum bırakmayı unutmayın

İyi okumalar

Dafne'den

  Yattığım yerden zorlukla kalktım. Bütün uzuvlarım delice ağrıyordu. Sahi en son ne olmuştu? Neden buradaydım?

  Kafamda mütiş bir ağrı vardı. Bir elimi başıma götürüp ağrıyı durdurmak istermişçesine sıktım ve olanları hatırlamaya çalıştım. Uğur beni bir yere götürüyordu. Nereye olduğunu sormamıştım. O da söylememişti zaten. Sonra... sonrasını hatırlamıyordum.

   Bu soğuk ve karanlık yer çok pis kokuyordu. Peki ya bebeklerim? Aklıma onların gelmesiyle panık oldu . Ya onlara bir şey olduysa!? İstemsizce karnıma giden ellerimle onları hissetmeye çalıştım. Eğer onlara bir şey olursa kendimi asla affetmezdim.

  Muhtemelen uzun süredir yattığım zeminin serliğinden ve soğukluğundan dolayı her yerim tutulmuştu. Korkuyla etrafını taradım. Mahzen gibi bir yerdeydik. Neler olduğunu hatırlamıyordum. Tek istediğim bebeklerimin iyi olmasıydı. Odanın köşesindeki büyük karartı beni korkutuyordu. Odadaki yoğun pis hava ise yetmezmiş gibi görüş açımı kısıtlıyordu.

-"Kimse yok mu?"
Diye sordum. Sesimi mümkün olduğunca kısık çıkartmıştım çünkü korkuyordum. Ses gelmedi. Dizlerimin üzerinde emekleyerek birkaç adım o karartıya doğru gittim.
Görüntü gittikçe netleşiyordu. Bu bir insandı. Neden buradaydı? Hareketsiz yatıyordu. Acaba ölmüş müydü? Hayır, bu fikir bile tüylerimi ürpertmeye yetmişti. Deli gibi korkuyordum. Nereye düşmüştüm ben böyle? Neler oluyordu?

  Beynimi hatırlamak için zorladıkça parça parça bir şeyler hatırlıyordum. Uğur beni kandırmıştı! O, o beni doktora götürmüştü! Bebeklerim? Bebeklerimi aldıracaktı. Gözlerim buğulanıyor ama sesim çıkmıyordu. Onların hiç suçu yoktu ki! Onlara bunu yapamazdı. Onun da bebekleriydi sonuçta. Ama yapmıştı işte!

  Yere çöküp başımı ellerimin arasına aldım. Aptaldım işte, aptal! Nasıl ona inanmıştım ki? Acımasızın tekiydi o işte! Kendi bebeklerini bile acımadan öldüren adamın tekiydi. Sessiz mırıltılar çıkararak başıma vuruyordum. Saçlarımı kopartmak istermişçesine çekiyordum. Onları almıştı benden!

  Biran önce buradan kurtulmalıydım. Elimi karnıma koyup okşadım. Neden yaptım bilmiyorum ama yaptım işte. Artık boştu orası. Garip olan ise sadece hiç bir acı hisstemeyişimdi. Belkide günlerdir uyuyordum? Ağlamam artarken Yandaki net göremediğim insanın yanına doğru ilerledim. Bu Uğur'du! İçimdeki haddi hesabı plmayan öfkeyle ona ilerledim. İyi de sadece yatıyordu!
Peki ölmüş müydü? Neden hareket etmiyordu? Gerçekten korkumun haddi hesabı yoktu. Gözümden yaşlar süzülüyordu. Dokunmaya korkmama rağman bir elimle hızlıca onu dürtüp geri çekildim. Tepki vermesini bekliyordum ama o ölü gibi yatıyordu.
-"Uğur?"
Ses gelmeyince yüzünü elimle tutarak kaldırdım. Olamaz, başı kan içindeydi! Ellerimi anında geri çektim. Ölmüş olamazdı! Neredeydim ben? Neler oluyordu? Beni buraya o acımasız adam mı getirmişti?

  Uğur'dan sürünerek uzaklaştım. Ne yapacaktım şimdi? Çaresizce ağlıyordum. Bebeklerimi de almışlardı benden! Nefret ediyordum ondan, onlardan! O da Sinan gibiydi. Hatta o ondan da beterdi. Sinirle yerimden kalkıp tüm gücümle Uğur'u dürmeye başladım. Bu kadar basit değildi işte! Bu kadar kolay ölemezdi!
-"Uyan! Uyansana aptal!"
Ağlaya ağlaya sayıklıyordum. Tüm gücümle yumruk atarken hıncımı çıkartmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Bebeklerimi almıştı!

~Zor Aşk~Where stories live. Discover now