32-Karanlığımdaki tek beyaz

61K 1.3K 369
                                    


Herkese tekrardan merhabalar vee iyi okumalarr!

vote atmayı, yorum bırakmayı ve yeni gelişmelerden haberdar olmak için profilimi takip etmeyi unutmayın...

Bulut'tan

Kapıdan sesler gelmesiyle gözlerimi araladım. Anahtar yere düşmüştü. Ekin uyanmış mıydı? Uğur neredeydi?

Korkuyla etrafıma bakındım. Kaçabilecek bir yerim yoktu. Panik içinde ne yapacağımı bilmezken kilidin açılmasıyla yorganın altında iki büklüm oldum. Belki uyuduğuma inanırdı. Ama sakin olmam lazımdı. Bu titremeyle onu asla inandıramazdım.

Kapı tamamen açılınca iyice korkmaya başlamıştım. Adım sesleri geliyordu.

Ekin'den

kendime gelir gelmez Bulut'un yanına attım kendimi. Çok korkmuş olmalıydı. Evde hiç bir ses yoktu. Odasını kilitlediği için anahtarı düşürüp alttan alarak kapıyı açmıştım. Bulut yorganın içindeydi. Kabarıklıktan başka bir şey anlaşılmıyordu. Yorganı açıp büzüşmüş vücudunu izledim. Uyuyor taklidi yapıyordu. Ama titremesi ve nefes alışverişleri onu eleveriyordu.

Yanına yatıp sırtı göğsüme gelecek şekilde kendime çektim. Hareketlerim onu tedirgin ediyordu. Bunu kasılan vücudundan anlayabiliyordum. Birazdan ağlamaya başlayacağına bahse girerdim. Haklıydı ama . Ona zarar gelmemesi için uğraşırken az kalsın ben ona zarar veriyordum. Nasıl korkmuştu...

Açıkta kalan boynuna küçük bir öpücük kondurdum. Vücudunda baştan aşağı bir titreme yayıldı.
-"Uyumadığını biliyorum" diye fısıldadım kulağına. Kesik kesik nefes aldı. "Sakin ol." Gözlerini hala açmamıştı. Aksine daha sıkı yummuştu.

Bulut'u sırtüstü yatar pozisyona getirip üstüne çıktım.
-"Gözlerini aç"
Gözlerini aralayıp aşağılara bakmaya başladı. "Bana bak" kolumun altından kayarak kaçmaya çalıştı. Ama izin vermedim. Kollarını tutunca çırpınmaya başladı. Aramızdaki mesafeyi sıfıra indirip bana karşı olan direncini iyice kırdım.
-"Sakin ol yavrum. Sakin ol."

Yine kollarımın arasından çıkmak için çırpındı.
-"Dokunma.."
Evet onu korkutmuştum. Canını da yakmıştım. Lanet olası sinirimi ondan çıkartmıştım. Ne diye bir karış bornozla aşağı inerdi ki?
-"Tamam. Geçti artık."
-"Bana zarar vericektin. S...sen Beni boğmaya çalıştın sonra duvara-"

Elimle başının arka taraflarında ilerledim. Şişmişti. Onu duvara vurmuştum. Boğazını sıkmadığım için  bir şey yoktu. İyiki Uğur beni durdurmuştu. Acaba şimdi nasıl açıklama yapacaktım. Bilmeden bir şeyler gevelemeye başladım.
-"Ben... sinirliydim. Sonra sen beni dinlemeyince kendimi kaybettim."
Hıçkırdı.
-"Sinir mi? Seni tanıyamadım. Yine bana önceki gibi bakıyordun. insanları öldürün sen! Ka-katilsin!"

Yaşlar yanaklarından süzülüyordu. Gözyaşlarını teker teker sildim. Üzerinden kalkıp oturur pozisyona geçtim. Bulut'ta kalkınca başını göğsüme bastırarak ona sarıldım. Bu güven veriyordu. Ve onun şu an buna ihtiyacı vardı. Bana güvenmeye ihtiyacı vardı.

Hiç direnmeden kollarını bana sardı. Rahatlamadı için ağlamasına izin verdim. O ağlarken bazen konuşuyordum.
-" Ne yaptığımı bilmiyordum. Sen öyle bornozla çıkınca hırsımı çıkartmak için seni seçtim. Sonra benden kaçıp Uğur'a sığınınca iyice çıldırdım. Bunu sakın tekrarlama güzelim tamam mı? Benden kaçma. Beni sakinleştirebilmek senin elinde. Benden korkma."
Başını göğsümden ayırdım. Yüzü, özellikle de burnu kıpkırmızı olmuştu. Burnunu çekince güldüm. " Hadi yüzünü yıkayıp aşağı inelim. Hem üzerindekini çıkart. Ev fazla sıcak"

~Zor Aşk~Where stories live. Discover now