42. ÇARESİZLİĞİN RENGİ

1.3M 46K 478K
                                    

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Gerçekten ama gerçekten UZUN bir bölüm. Sindire sindire okursanız sevinirim. Dün yaşadığımız problem, 15 Kasım anısı olarak bizde kalacak. O bölümü silmeyeceğim. Arada dönüp okuruz. :)

Keyifli OkumaLAR!

Şarkılar: Candan Erçetin, Mühim Değil
Blackfield, Miss U

Yankı Sarca'nın güncesinden...

13.02.2020

Ölüyordum.
Bu gerçek bir ölümdü.

Parçalanıyordum.
Bütün parçalarımda onu taşıyordum, her parçamda çaresizliğin rengi vardı. Rengi acıydı.

Ve her zaman başka bir yol vardı ama benim yolum sadece tek bir kişiye çıkıyordu, başka bir yol göremiyordum.

Bir yuva beni terk etti, ben değil evsiz, kimsesiz kaldım.

"Yankı"

Yaşıyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yaşıyordum.

Herkes kendine yeni bir hayat inşa edebilirdi, ben onlarca yeni hayat inşa etmiştim; hepsi yıkılmıştı.

Geride bıraktıklarım ölmedi, ben yaralandım ama sağ kalmaya devam ettim.

Bu son yıkım, bacaklarımda izler bırakmıştı, yürüyemiyordum, ellerimde aynı izler vardı, kimsenin elini tutamıyordum ama en önemlisi kalbimde büyük bir oyuk açılmıştı. Bu boşlukta güven vardı.

On beş yaşındayken, yetimhane tarafından yasal olmayan yollarla yanına verildiğim adamın her zaman kurduğu bir cümlesi kulaklarımda çınlıyordu. Demişti ki, kendi hayatını sen de mahvedebilirsin, bir başkası da mahvedebilir; önemli olan o hayatın yani kendinin bile üzerine basıp geçebilmen.

Şimdi bunu yapıyordum. Kendi üzerime basıyordum. Duygularımın üzerine basıyordum. Hislerimin ve yarınlarımın.

Ama dünlerimin üzerine basabilmek imkansızdı, bu kez yapamıyordum çünkü o güzel anıların hepsi kalbimde yaşıyordu.

Aynı kişi, kumarhane masasında beni adamlara sunduğunda da, bu küçük kızın bir hayatı yok, onu istediğiniz gibi yönetebilirsiniz de demişti fakat ben, Helin Aktan, insanların benim üzerimde bıraktığı iyi etkilerle yaşamayı devam ettiren birisi olduğum için ilk söylediği cümle her zaman aklımda daha fazla yer etmişti.

Yaptığım aptallıktı biliyordum ama bu aptallığı da yönetebilirdim. Artık yönetebilirdim.

Uzun zamandır aklıma gelmiyordu, sahiden o adam nasıldı? Beni yetimhaneden alırken kendine bir bakıcı arıyordu, küçükken aldığında sadece hizmetçisi olmuştum yaşım ilerledikçe ise insanlara sunduğu bir deney kızına dönüşmüştüm.

SOKAK NÖBETÇİLERİWhere stories live. Discover now