57. YEDİ MUCİZE ÇOCUK

598K 25.7K 164K
                                    

Merhaba!

Sokak Nöbetçileri'nin bu zamana kadar yazılan en uzun bölümüyle karşınızdayım. Kitap formatında iki hatta üç bölüme tekabül ediyor, ben tek bölümde paylaşmak istedim çünkü uzun bir ara verdik ve bu bölümler, onların son adımları olacağı için bir dizi bölümü gibi izlemenizi istedim.

Ara vererek okumanız ise tadını daha fazla almanıza neden olacaktır, hem de bütün okuduklarınız üst üste geldiğinden hangi birini düşüneceğinize karar vermeniz daha kolay olur... Her sahnesi kendi adıma o kadar kıymetli bir bölüm ki çünkü bazı kısımları önceden yazdım ve bu bölüm için hep beklettim, hatta bir sahneyi SN ilk 10 bölüm yayınlandıktan sonra yazmıştım. Şimdi o günlerin gelmesi beni çok duygulandırıyor. Tamam itiraf ediyorum, en eğlenceli kısımda bile gözyaşları içinde olduğum bir bölümdü.

Şimdiden bu bölümü benim gibi yürekten hissedeceğinizi bildiğim için önden sonsuz teşekkür ederim sizlere, onları çok özlediğinizi biliyorum, onlar da sizi çok özledi.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, olur mu? Çok kıymetli.

Keyifli Okumalar!

Şarkılar: Scarborough Fair, Michael Silverman
Sezen Aksu, Kutlama
Geceyi Anlatmış, Ozbi
Thinking out Lond, Ed Sheeran

Bartu Sarca'nın güncesinden...

26.10.2020

Hayatımın en güzel melodisini dinledim bugün, hiç ninni dinlemediğim halde ninni gibiydi.

Bir annenin değil, bir meleğin ninnisi gibiydi.

Ve bundan sonraki her gün bu ninniden söz edeceğim çünkü her gün çok daha güzel cümleler türeteceğim, yetersiz kalmayacak kelimeler.

"İkinci Sokak Nöbetçisi, Bartu"
Üzerini karaladım.
"Dünyanın en mutlu İkinci Sokak Nöbetçisi, Bartu"

2 Kasım'a iki hafta kala...

"Bir yürek sizin için açıldığında, bir kulak sizi dinlediğinde, bir bakış size karşılık verdiğinde mutluluğun sonsuzluğunu ancak siz hissedebilirsiniz," diyordu, Balzac, Vadideki Zambak kitabında. Seneler önce okuduğumda öylesine bana uzak bir cümleydi ki, ne demek istediğinin bile üzerinde düşünmemiştim fakat öyle ki, etkisi altında kaldığımdan ötürü ezberimden silinmemişti.

Başka insanlar nasıldı pek bilmiyordum ama bana acı veren her şeyden uzak durmaya alışık bir bünyem vardı. Bir şarkıyı en kötü zamanımda dinlediysem bir daha o şarkıyı duymak bile istemezdim çünkü o şarkıyı bıkana kadar dinlemiştim zaten. Bir sokakta yalnız başıma ağlayarak yürüdüysem o sokaktan bir daha geçmek istemezdim, bir koku bana özlemi anımsatıyorsa o kokudan köşe bucak kaçardım.

Kimisi acının üzerine yürürdü, ben kaçan taraftaydım ve benim gibi olan her insan bilirdi ki, kaçmak bir kurtuluş değil sadece tedavisi geciktirilmiş bir açık yaraydı.

Vadideki Zambak kitabı da tam olarak benim kötü zamanlarımda okuduğum bir kitaptı. Aşka inancımın olmadığı, her gün ne şekilde öleceğimi düşünerek geçirdiğim günlerde elimde tuttuğum, her cümlesinde daha fazla nefreti hissettiğim ve bir kez daha elime almaktan korktuğum bir kitap.

Kısacası başka bir açık yaraydı.

Fakat şu an, oturduğum sandalyede elimde Vadideki Zambak kitabımı tutuyor, ilk açtığım sayfada o cümleyle yüzleşiyordum. Hâlâ ezbere biliyor olmam ve bu kez cümleyi okurken ne demek istediğini anlamam yüzümde bir gülümseme oluşmasına neden oldu.

SOKAK NÖBETÇİLERİOù les histoires vivent. Découvrez maintenant