GİRİŞ

2.6M 54.6K 97.3K
                                    

Keyifli okumalar!

Şarkı; Antimatter-Legions

Sokaklar, sokak çocukları için geceleri aydınlanır, gündüzleri ise karanlığa gömülürdü. Geceyi aydınlatan sokak lambaları, insanların kalbinden daha sıcak ve aydınlıktı bu yüzden o çocuklar kendilerini geceye daha fazla ait hisseder, gündüzleri ise kalpleri karanlığa bulanmış insanlardan bir adım daha uzaklaşırdı.

Gündüz olurdu. Bir adım daha geriye ve sonra bir adım daha geriye ve sonra bir adım daha... İnsanlar, terk edilmiş çocukları uçurumun kenarına üzerlerine yürüyerek getirirdi ve sonrasında o çocuklar kendilerini uçurumdan aşağıya attıkları zaman adımları geriye doğru gitme sırası insanlarda olurdu.

Kimse, kimsesiz bir çocuğun uçurumun kenarına nasıl geldiğini konuşmazdı; herkes o çocuğun terk edildiği anı konuşurdu.

Geceydi. Diğer bütün gecelerden daha farklı bir geceydi; sokak çocukları geceye ilk defa kendilerini ait hissetmiyorlardı çünkü içlerindeki dürtü, hiçbir şeyin yolunda olmadığını söylüyordu.

Karanlık sokağı aydınlatan sadece iki sokak lambası vardı ve bir tanesi cızırtılar çıkararak her an patlayacakmış gibi yanıp sönüyordu. Bulundukları yerdeki tek ses elektrik direğine konan karganın sesiydi. Hava ise ılıktı ama rüzgâr soğuğunu hissettirmek istiyormuş gibi esiyordu.

Sokak çocukları, o karanlık sokakta beşer beşer sırayla bir askeriyedeymiş gibi dizilmişti ve hepsinin gözlerinde aynı ifade vardı: Korku.

Ne olacağı ve sonlarının nasıl yazılacağı korkusu.

Aralarından sadece tek bir çocuk yüksek nefesler alıyordu ve kendi kendine mırıldanıyordu fakat geriye kalan başka kimseden ses seda yoktu. O çocuk ise kendisine bir yandaş aramıyordu, tek başına sesini çıkaracağı anı kolluyordu.

Grup halindeki çocukların karşısındaki adamlar, tek tek çocukların gözlerinin içine bakıyor ve aralarında dolanıyorlardı. Arızalı sokak lambası söndü ve bu diğerlerine göre daha uzun sürdü. Tam o sırada orta boylarda olan bir adam ile kendi kendine mırıldanan erkek çocuğu göz göze geldi ve tekrardan ışık geldiğinde birbirlerinin gözlerinin içine baktılar.

Orta boylu adam gözlerini dikmiş, onun gözlerini kaçırmasını bekliyordu fakat erkek çocuğu bunu yapmadı ve bakmaya devam etti.

Sonunda yenilen adam olduğunda çocuğun yanından geçip gitti ve arka taraflarda olan diğerlerine göre daha uzun boylu bir çocuğun yanında durdu. Az önceki çocuk gibi tepkili değildi, tam önüne bakıyordu fakat kaşları çatıktı.

"Adı ne?" diye sordu adam hemen yanındaki yardımcısına ve gözlerini çocuğun üzerine dikmeye devam etti. On dört on beş yaşlarında görünüyordu ve diğerlerinden daha büyük olduğu her halinden belliydi. Fazlasıyla cüsseli bir vücudu ve neredeyse adama erişen bir boyu vardı.

"Burada bulunan hiçbir çocuğun adı yoktur Önder." Yardımcısının verdiği yanıt Önder'in kaşlarını kaldırmasına neden oldu. "Hepsi terk edilmiş ve sokağa bırakılmış çocuklar, bir şekilde büyümüşler ya da büyütülmüşler. Onların tek bir adı hiçbir zaman olmaz, onlarca adları vardır ve sürekli değişir."

"Buradaki herkesi tanır mısın?"

"Hemen hemen," dediğinde yardımcının gözleri iri yarı olan çocuğa dönmüştü. "Aralarında en büyüğü bu çocuk. Diğerlerine göre çok daha güçlü ve göründüğü gibi heybetli. Bazen bize bile karşı koymaya çalıştığı ve yendiği olur." Güldüğünde iri çocuğun bakışları, Önder'e döndü. "İşine yarar mı bilmiyorum ama sana başkaldırırsa karşılık verebilecek misin?"

SOKAK NÖBETÇİLERİWhere stories live. Discover now