Bize Sen Kala

24.8K 461 10.1K
                                    

Bu pasajın altına bir not bırakın



SELDA KESER

BİZE SEN KALA 



Aşk, dedi. Aşk! Yalnızca peri masallarında genç kızların düşlerini süsleyebilir. İnanmamalısın! Ve sonra beni aşka inandırdı, hiç bitmeyecekmiş gibi...



BÖLÜM 1


 Zihnimi zehir gibi saran düşüncelerim benliğimi her saniye biraz daha zehirliyordu. Bense bağışıklık kazanmış gibi her şeye rağmen direniyor, düşüncesizliğime de bir çıkar yol bulamıyordum. Babam bizi bırakıp giderken ne düşünmüştü hiç bilmiyordum. İki kızını gözü yaşlı bırakmakta ki niyeti neydi yine bilemiyordum. Tek bildiğim bu soruyu kendime binlerce kez sormama rağmen üç aydır çaresizliğime bir çözüm yolu bulamamış olmamdı.

Evet, babamın bizi bırakıp gitmesinin ardından üç ay geçmişti de bense düşünmekten bir türlü vazgeçememiştim. Her defasında biraz daha bocalıyor, her geçen zaman diliminde biraz daha karanlığa batıyordum. Değil bu karanlık kuyudan kurtulmak bataklığa batar gibi biraz daha batıyordum. Düşüncelerim beni esir almaktan vazgeçmezken bende ona büyük bir tutkuyla bağlıydım.

Düşünmekten ölünür müydü bilinmezdi ama ben ölecek gibiydim.

İçine girmiş olduğum stresten boğulacak gibi olurken, işittiğim sesle birlikte parmak uçlarımı göğsüme bastırmayı kesmiştim. "Burcu Hanım valizlerinizi hazırladım." Tabi ya valizler sona doğru gelmiştik değil mi? Başımı çevirdiğimde hazır olan valizlere bakmak istemiştim ama görünürlerde valiz yoktu. Bedriye Hanım valizleri dışarıya çıkardığını söyleyince tekrar önüme dönerek bu defa da elimi şortumun sarkan iplerine götürdüm.

"Benden başka isteğiniz var mı?" Benden son arzun nedir, diye soruyordu galiba. eğer son aylıklarını günü dahi gelemeden vermiş olmasaydım belki de bu soruyu da yöneltmeye tenezzül dahi etmezdi. Bedriye Hanıma bakmadan "Ricam etsem Mira'nın oyuncaklarını da valize koyar mısınız?" diye sorduğum da sesim biraz da rica tonunda çıkmıştı Ne olsa onunda olduğu gibi benimde bu evdeki son günümdü.

"Peki, Burcu Hanım hemen hazır ediyorum."dedikten kısa süre sonra ayak sesleri kesilmişti. Onun gittiğini anlayınca şortumun sarkan ipini parmaklarımın arasından bırakarak ayağa kalkmıştım. Hala içim hüzün doluydu, kafamın içi öylesine bulanıktı ki neyi nasıl düşüneceğimi bilmiyordum. Sadece birkaç adım sonra pencere kenarına ulaşmıştım. Önce gözüm denize sıfır olan bahçemize oradan da benim gibi dalgalanan denize gitmişti... Gözlerim dalgalara esir düşünce yine gözümde eski hatıralar canlandı.

Annemin, küçük kız kardeşimin doğumundan sonraki geçen zorlu yaşamı, hastalıklarla pençeleşip yatağa düşmesi... Bunları şuan düşünmek ne kadar zorsa o gün yaşamakta o denli zordu. Tabi biz o zamanlar bu sürecin lohusalıktan ötürü olup, Annemin kız kardeşimi kabul edememesinden dolayı hastalığa düşündüğünü sanır, bu yüzden de bir gün iyileşecek tekrar ayağa kalkacak gözüyle bakardık. Nerden bilebilirdik bu derdin Annemi ölüme götüreceğini hem kim söylerdi bir gün herkesin olduğu gibi benimde aynı acıyı tadacağımı...

BİZE SEN KALAWhere stories live. Discover now